Hatırlıyorum da, büyük karamsarlık içinde odasına adım atmıştım Murat Hocanın.Hiçbir ümidim yoktu, bir şeyleri başarmak istiyordum ama bunun için çaba gösteremiyordum, yaşımın da genç olması itibariyle kilomdan sıkılmıştım,kendimle barışık değildim.Ayna ve tartı baş düşmanlarımdı diyebilirim.Ancak öylesine içten,ilgili,başarılı ve her an yanınızda oluyor ki ”Tamam.” diyorsunuz,”Ben yaparım.” Cesaretleniyorsunuz, her basamakta karamsarlık yerini mutluluğa ve zafer duygusuna bırakıyor. Teşekkürler Murat Yılmaz, iyi ki varsınız. :))